Beyaz Gemi - Cengiz Aytmatov

 

BEYAZ GEMİ



Herkese merhaba :)
Cengiz Aytmatov'un kaleminden, herkesin okuması gereken bir eserle karşınızdayım.Beyaz Gemi  okuyan herkesin kendinden bir parça bulacağı,yüreğinin bir kenarına dokunacak bir kitap.

Ana karakterimiz bir çocuk,bu hayatta onun yanında olan onu destekleyen sadece biri var,dedesi,Mümin Dede.Çocuğa bir isim verilmemiş,çocuk bu hikayede masumiyeti temsil ediyor.Bir köyde yaşıyorlar,yan evde ise teyzesi Berkey ve eniştesi Orozkul var. Çocukları olmadığı için Berkeyi sürekli döver.Kızını bırakmasın diye Mümin dede Orozkul ne derse yapardı,tüm işleri ona yaptırmalarına rağmen tek bir şey bile söylemezdi.Mümin dedeye kıvrak Mümin derlerdi.Mümin dede yaşlı,becerikli,saygılı ve sevgi doludur ama Orozkul gibi zengin ve güçlü insanlar ona saygı göstermezlerdi.

Mümin dede karakteri bence en önemli karakterlerden ve gerçek hayatta da çokça bulunan örneklerden.Her ne olursa olsun hakkımızı savunmalıyız,kendi değerimizi bilmeliyiz..

“Kendisini saydırmayı bilmeyeni saymazlar.” O kendini saydırmayı bilmiyordu.(Sayfa:15)

“Oysa birçokları hastalıktan değil de,kendini daha büyük gösterme ihtirasından ölürlerdi. Akıllı,yetenekli,güzel olmayı,üstelik görkemli,haksever,dürüst ve kararlı olarak tanınmayı kim istemez? Mümin öyle değildi.Tuhaf bir adamdı ve herkes de ona tuhaf davranırdı."

Çocuğa gelecek olursak, çocuğun köyde arkadaşları dürbünü, kayalar ve köpeği Baltektir. En büyük zevki ise Isık-Göl'den geçen Beyaz gemiyi seyrederek,babasının orada olduğunu hayal etmekti.Zaman buldukça oraya gider hayallere dalardı..Çocuk onlara büyük bir özlem duyuyordu.Çocuk balık olup beyaz gemiye ulaşmak,babasına her şeyi anlatmak istiyordu.Dedesinin yazın yaylada konaklayan herkese çok iyi davrandığını,beraber çobanın söylediği türküyü dinlediklerini anlatmak istiyordu.Dedesinin ona anlattığı masallardan bahsetmek istiyordu.Maral anadan söz etmek istiyordu.Ah,bir balık olabilseydi !

“Balığa dönüşmesini, çaya atlayıp göle kadar gelmesini, gemiye ulaşmasını,babasına kavuşmasını kolayca canlandırıyordu gözünde.”(Sayfa:48)

“Gölün mavi,durgun sularında,bacaları tüten,uzun,beyaz gemi…Onun bir gün kendisine doğru yüzeceğinden haberi yoktu bu geminin .” (Sayfa:38)

Maral Ana Masalı

Maral Ana Masalı, çok eskiden yaşanan bir olayı ele alan bir masaldır. Sibirya’dan akan Enesay adlı nehrin etrafında birçok milletle beraber Kırgız kabilesi de yaşarmış. Bu milletler birbirleriyle sürekli savaş halindelermiş. Kimse kimseye acımazmış. Bir gün Kırgızlara saldırmışlar ve o esnada ailelerinden gizli ormana oynamaya giden  çocuklar hariç herkesi ayırt etmeksizin öldürmüşler. Daha sonrasında çocuklar kendi kabilesini öldüren kabilenin peşine düşmüşler ve en sonunda bulmuşlar. Onları gören kabilenin başı Çopur Topal Nine’ye onları da yok etmesini söyleyince kadın, çocukları bir uçuruma götürerek son dualarını etmelerini söylemiş. Tam o sırada bir geyiğin sesini duymuş Geyik ona insanların iki yavrusunu öldürdüğünü ve bu çocukları evlat edinmek istediğini,onları memelerindeki sütle besleyip çok uzaklara götüreceğini söylemiş.İlk başta kadın çok şaşırmış ama sonra maralın dediğini kabul etmiş.Maral Ana’nın bahsettiği yer Isık Göl denilen bir yerdir.Çocuklar büyüyünce Maral Ana onları bırakmış.Bu kişilerin ilk çocuğu doğarken erkek olan maral anayı çağırmış.Maral Ana boynuzunda beşikle koşarak gelmiş.Böylelikle soyları tekrar devam etmeye başlamış.Eski ölüm törenleri geleneğini devam ettirmişler fakat bu sefer buğu soyu bir yanılgıya düşmüş.Ölen kişinin mezarına ne kadar büyük maral boynuzu koyarlarsa o kadar zengin olduğu düşünmüş bu yüzden herkes maralları katletmeye başlamıştır ve Maral Ana birkaç çocuğuyla birlikte insanlara küserek uzaklara gitmiştir.


Çocuk uzun yıllardır kimsenin görmediği efsaneleşmiş maralları görür.Onlarla ilgili de hayaller kurar.Kitabı okurken bu kısımları çok seveceksiniz.Okumaya başlayınca bırakamayacaksınız !Sonunu hatırladıkça hala hüzünlenirim,benim için çok ayrı bir yeri var Beyaz Gemi'nin..Bakış açınızı değiştirecek,hayatın acımasızlığını da gözler önüne seren,kısacık,oldukça etkileyici bir kitap. Kesinlikle okumanızı öneririm.

“Ama sen yüzüp gittin.Hiçbir zaman balık olamayacağını biliyor muydun ?Isık-Göl’e kadar yüzemeyeceğini ve ona ‘Selam Beyaz Gemi,ben geldim, ben!” diyemeyeceğinin biliyor muydun?"

Kitabı okurken kitabı yaşadım, karakterlerin hislerini bende hissettim. Kitaptaki betimlemeler kitaptaki akıcılığı arttırmış, bence kitaba ölümsüzlük katmıştı. Bana göre kitap çoğu tarza ve büyük bir yaş aralığına hitap etmekte.İnsan bazen farklı dünyalara gitmek ister ve kitaplara sığınır, böyle zamanlarda bu kitabı edinip okuyan bir kişinin, kendisini çok şanslı hissedeceğini düşünüyorum.

Keyifli okumalar :))

5/5





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder